GÜZEL AHLAK

 “BEN ANCAK GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM”

Son peygamber uyarıyor.

Her şeyin önü ve sonu ahlak…

*

Ahlak huy kelimesinin çoğulu huylar, seciyeler anlamına gelir.

Lügat ise ahlakı şöyle tarif eder; “Ahlak, bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kurallarıdır”. Ayrıca “AKTÖRE” ya da “SAĞTÖRE” de denir.

*

Felsefenin bir dalı olan ETİK, ahlakı sistematik ve bilimsel yönden inceler.

Etik dışı davranışlar aynı zamanda ahlak dışı davranışlardır.

*

Ak düşmüş saçlarımın ve sakalımın bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak diyebilirim ki ahlaksız bir topluluk her zaman illet, zillet ve pespaye yaşamak durumundadır.

Ahlakını kaybedenler namusunu ve erdemlerini de kaybeder.

Namusunu ve erdemini kaybeden topluluklar hayvandan aşağı yaratıklara dönüşür…

*

İlk insan yeryüzüne indiğinde ona hayırlı ve hayırsız, iyi ve kötü öğretildi.

Namus ve adalet bildirildi.

İlk insanlar avcı ve yiyecek toplayıcı olarak yaşama tutundu.

Geziciydiler.

Yerleşik hayat daha henüz keşfedilmemişti!

*

Zamanla toprak ve tarımla uğraşmaya başladılar.

Ve ahlaki değerler hep insanın yanındaydı.

*

Bir zaman sonra yerleşik şehir hayatı başladı.

Yine ahlak ve etik insanın yanında bir otokontrol mekanizması gibi bulundu.

*

Gel zaman git zaman insan sanayiyi keşfetti.

Mekanik, otomatik üretim tesisleri kurdu.

İnsan ve insanlık ihmal edilmeye başlandı.

Dev makinalar insanın yerini aldı.

Araçlara daha fazla önem verilmeye başlandı.

*

İnsan incindi.

Değerlerini ve ahlakını yargılamaya başladı.

Geçim derdi ahlakın önüne geçti.

Ahlak bir köşeye atıldı.

Terkedildi. Unutuldu.

Etrafında örümcek ağları peyda oldu.

*

Robotik sanayi (sanayi 4.0) ile ahlak ve etik kurallar değişti.

Makinaya tapanlar, elektronik sapıkları, uzay sevdalıları ahlak mefhumunu devre dışı bıraktılar, ahlakı felç ettiler, belini kırdılar…

*

Akıllı telefonlar ve cihazlar vücudumuzun bir parçası oldu.

Onlarsız nefes alamaz olduk.

Cebimiz bilgi çöplüğü ile doldu.

Cep delik cepken delik yaşayanlar müstesna…

*

Esnaf kusurlu malı satarken kusursuz dedi.

Bakkal tartarken hile yapmaya cesaret etti.

Şoför kırmızı ışıkta geçmeye cüret etti.

Ülke genelinde torpille işe almak artık kanun sayıldı.

Ağzıyla kuş tutanlar tuttukları ile ortada kaldı.

Olan kuşlara oldu…

Onlarda zamanı gelince göç etti.

*

Ahlak rencide olunca bünye şaşırdı.

Krala çıplak diyemediler.

Hakim kantarın topuzunu kaçırdı.

Oğul babaya isyan etti.

*

Evet,

“BEN ANCAK GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİM” diyen yüce Nebi geleceğin teminatının güzel ahlakta olduğunu gösteriyor.

*

Hangi dinden, milletten, inançtan olursa olsun, insanın mutlaka güzel ahlakla yoğrulması gerekir.

Hamurunda ahlak olmayanın ekmeği yenmez.

*

Bir hikaye ile bitirelim;

Avrupa’nın ünlü sanat merkezi kentlerinden birinde gezen çocuğun biri, bir vitrinde çok hoş bir tablo görür.

Tablo bedeli oldukça pahalıdır. Çocuk bu tabloyu, bir sonraki sene abisinin doğum günü için almayı düşünür ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider.

Şanslıdır. Tablo bir yıl sonra hala satılmamıştır. İçeri girer ve tabloyu bir süre yakından izledikten sonra, resmi yapan sanatçıyı bulur ve “Ağabeyimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum; tüm param bu kadar” der.

Ressam bir süre düşündükten sonra, resmi paketler ve satar.

Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar.

Mağazada ressamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar:

“Sen ne yaptın? O resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar az bir rakama sattın?”

Ressam cevap verir:

“Evet, ben bu resme milyonlarını verecek pek çok insan bulabilirim; ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?...”. (Bilgelik hikayeleri).

*

O zaman soralım: Peki AHLAK bu resmin neresinde???

Prof. Dr. İbrahim DEMİRKAN

Yorumlar